Gerçek adı Michael Gerard Tyson. 30 haziran 1966 Amerika doğumludur. 2
kardeşi vardır. Erkek olanının adı Rodney kız olanını adı ise
Denise'dir. Ailesinin dağılmasından sonra sokaklarda yaşamaya başlar.
Defalarca suç işleyip en sonunda bir ıslahevine yerleştirilir. Deshawn
Stewart, ıslahevinin sorumlularındandır. Tyson'ının bir yeteneğini
keşfeder. Boks. Tyson adeta bir savaşçı gibidir. Bu durumu yakından
tanıdığı Cus D'amato'ya haber ederek durum değerlendirmesi yapmasını
ister. D'amato Tyson'ı çok beğenir. D'amato Tyson'ı yetiştirmesi için
birini görevlendirir. D'amato tarafından atanan isim Tyson'ın ileride
büyük başarılar elde etmesinin en büyük kaynaklarından Kevin Rooney'den
başkası değildir elbet. Rooney Tyson'ı büyük bir boksör yapacağını
söyler.
Cus D'amato bütün bunlar yaşanırken Tyson'ı evlatlık aldığını açıklar.
Bu açıklama Tyson ve diğerlerinin yüzüne karşı yapılır. Tyson bu andan
sonra D'amato'ya daha çok bağlanır. Birlikte bir aile olurlar ve
Tyson'ın gelişimi için bir diğer büyük etken tamamlanmış olur. 1982
junior olimpiyat oyunlarında Tyson denenir ve sonuç harikadır. Altın
madalya ile eve dönüş gerçekleşir. Bundan sonra profesyonellik düşünülür
ve gerçekleştirilir. 5 mart 1985 tarihinde Tyson ilk profesyonel
karşılaşmasına çıkar. Hector Mercedes isimli boksörü 4 rauntluk bir
karşılaşmada henüz ilk rauntta yenmeyi başarır. Tyson, D'amato ve
Rooney'in kontrolünde inanılmaz başarılara doğru emin adımlarla giderken
kasım 1985'de D'amato hayatını kaybeder. Tyson babası olarak gördüğü ve
kendisini buralara getiren çok değerli bir spor adamının ölümünün
üzüntüsünü fazlasıyla hisseder.
Bundan sonra ipler Rooney'dedir. Tyson gelişimini Rooney liderliğinde
sürdürmektedir. 16 şubat 1986 tarihinde izleyenler Tyson'daki müthiş
gücü bir kez daha görürler. Jesse Fergusuon isimli boksörü 5. rauntta
inanılmaz gösterişli bir aparkat neticesinde yere indirir ve Ferguson'un
burnu kırılır. Ring Magazine gibi dergiler Tyson'ın geldiğini
farkederler ve röportajlar yaparlar. Kısa sürede böyle bir başarı
inanılmazdır. Tv'ler radyo'lar ve basın yayın organları sık sık
Tyson'dan bahseder hale gelirler. Ve nihayet 22 kasım 1986 tarihi gelir.
Bu tarih tüm zamanların en önemli spor olaylarından birini içinde
barındırır. Mike Tyson daha 20 yaşında o zamanın Wbc ( Dünya Boks
Konseyi ) şampiyonu Trevor Barbick karşısındadır. Barbick kendinden
emin tavırlarla ringe gelir. Adeta Tyson'ı gözüne kestirmiştir. Rooney
ise sürekli Tyson'a birşeyler söylemektedir.
Peek-a-Boo. Cus D'amato tarafından tanıtılan ve Rooney tarafından
desteklenen bu sitil Barbick karşısında Tyson'ın silahlarından sadece
biridir. Barbick yenilir. Tyson Dünya'da en genç ağırsıklet
şampiyonluğuna ulaşan isimdir. 20 yaş 4 ay ve ağırsıklet'te adeta bir
devrim gibidir Tyson'ın başarısı. Ulusal kanallar ve diğer ülkelerin
görsel ve yazılı yayın organları Tyson'dan daha sık bahsetmeye
başlarlar. Ring Magazine ise Tyson'ı kapaklarında süsler. Peki Tyson'ı
kim yenebilir? Daha şimdiden bunu hesapları yapılır. 1 ağustos 1987
tarihinde Tyson yine çok önemli bir rakip karşısında çok önemli bir
karşılaşmaya çıkar. Tartışmasız Dünya şampiyonluğu için kemer
birleştirme karşılaşmasıdır bu. Rakiplerini genellikle nakavt'la yenen
Tyson bu defa puanla bu karşılaşmadan galip ayrılır. Puanlama sonucu
birkaç karşılaşma öncesinin tekrarı olur ve Tyson açık puan farkıyla
tarihteki en genç tartışmasız Dünya şampiyonluğuna ulaşır. Tyson böylece
sadece nakavt gücü ile var olmadığını sayıylada açık puan farkları ile
galip geleceğini göstermiş olur.
Bu esnada Tyson için Nintendo firması bir video oyunu piyasaya sürer.
Oyunun adı Mike Tyson's Punc-Out olur. Bu oyun için Tyson'dan onay
alınır ve buda bir ilktir. 22 ocak 1988 tarihinde Tyson ünvanını korumak
için bir dönemin en büyük boksörlerinden ve kariyerinde Muhammed Ali'yi
yenme başarısı gösterebilen isimlerden olan Larry Holmes ile ringe
çıkar. Holmes artık 39 yaşındadır ve Tyson'ı yenmesi yeni bir doğuşa
işaret edebilirdi. Olmadı, Holmes kariyerinin ilk ve sonuncu nakavtlı
yenilgisini Tyson karşısında yaşar. Karşılaşma sona erdiğinde herkes
Holmes'in başındadır. Holmes bu kötü mağlubiyet sonrası 3 yıl ringlerden
ayrı kalır. 27 haziran 1988 tarihinde ise Tyson'ın karşısında
hafifağırsıklet'te tartışmasız Dünya şampiyonluğu yaşıyan ve
ağırsıklettede Larry Holmes'i 2 kere üstüste yenme başarısı gösteren
bunun neticesinde Ibf ( Uluslararası Boks Federasyonu ) Dünya ağırsıklet
boks şampiyonluğu yaşıyan Michael Spinks vardır. Sonuç, Tyson Spinks'in
tek yumrukta yere indirmek için hazırladığı yumruğundan çok daha hızlı
bir yumruk çıkararak Spinks'e ilk ve son mağlubiyetini yaşatır. Spink bu
karşılaşmadan sonra Boks'u bırakır.
Kim gelirse gelsin Tyson yenilmiyor ve nakavt edilmesi adeta imkansız
görünen bütün isimleri tek tek nakavtla geçiyordu. Bütün bu başarılar
güzel görünürken çok ciddi sıkıntılarda yavaş yavaş gelmeye başlıyordu.
Robin Givens'ten boşanan Tyson daha sonra ünlü menajer ve organizatör
Don King ile tanışır. Bill Cayton, Tyson'ın uzun zamandır menajerliğini
yürüten ve Tyson'a gereken önemi veren bir spor adamıdır. Don King,
Cayton'la uzun süren savaşını kazanarak Tyson'ı kendi bünyesine katar.
Aslında çoktandır Tyson'la flört halindedir King. Bir büyük sorunda
Kevin Rooney ile yaşanır. Rooney halen Tyson'ın yanında olmasına rağmen
Tyson'a söz geçiremez. Tyson savunmasını önemsemiyor ve tek yumrukla
rakibi indirmek için uyguladığı sitilinden farklı bir sitile geçiş
yapıyordu. Rooney bu durumu yıllar sonra açıklamak durumunda kalıcaktı
ve Don King için çok enteresan sözler kullanacaktır. 25 şubat 1989
tarihinde ingiliz boksör Frank Bruno ile ringe çıkan Tyson'ın yanında
artık Kevin Rooney yoktur. Daha ilk rauntta Tyson'daki savunma zaafı
kendini gösterir ve Bruno, Tyson'ı sersemletmeyi başarır. Rooney'in
yokluğu kendini hemen belli eder. Yinede 5. rauntta Bruno'yu yeni bir
nakavtla geçmeyi başarır. Tyson için tehlike çanları devam etmektedir.
Sorumsuz bir kişilik ve kendini bilmez tavırlar Tyson'ın eski
arkadaşlarınında gözünden kaçmaz. Don King'le olduğundan beri Tyson'a
bir haller olmaya başlamıştır.
1989 yılında Tyson'a Ohio merkez eyalet üniversitesi tarafından fahri
doktora ünvanı verilir. 11 şubat 1990 tarihinde Tyson bu defa uzakdoğuda
ringe çıkacaktır. Rakibi ise James Buster Douglas isimli kariyeri
inişli çıkışlı olan bir boksördür. Tyson karşılaşmasından önce, boks
dalında en büyük sürprizlerden birini birkaç sene sonrasının belkide en
büyük ismi olacak olan Lennox Lewis'i nakavtla geçen Oliver McCall'u
geçmiş ve Tyson'ın karşısına çıkmıştır. Karşılaşmada Tyson tüm
otoritelerce büyük favori konumundadır. Bahislerde Douglas'ın kazanması
için şans tanınmamıştır. Karşılaşmanın erkenden biteceğini sanan bütün
bu isimler ve izleyiciler yanılırlar. Rauntlar ilerledikçe ilerler ve en
sonunda 8. raunt gelir. Tyson harika bir aparkat'la Douglas'ı yere
indirir. Hakem 10'a kadar sayma görevini yerine getirmeye çalışırken bu
sayış gereğinden yavaştır. Douglas kalkmasına kalkar fakat bu sayma
sanki 10 saniye değilde çok daha fazla gibidir. 35 saniye sayıldığı ise
daha sonra defalarca tekrarlanır.
Karşılaşmada 10. raunta gelinir ve tüm zamanların belkide en büyük
sürprizi gerçekleşir. 8. rauntta kendini yerde bulan Douglas bu sefer
aynı manzarayı Tyson'a yaşatır. Tyson'ın dişliğini bulup yerine takması
için gösterdiği mücadele yıllarca unutulmaz. Karşılaşma bitmiştir ve
Douglas yeni tartışmasız Dünya ağırsıklet boks şampiyonu olur. Kevin
Rooney bu durumu çok üzüntülü bir şekilde açıklar. " Bizi kopardılar "
Karşılaşma sonrası Douglas için çok fazla sayıldığı itirazları hiçbir
sonuç getirmez ve sırasını bekleyen altsıkletin tartışmasız Dünya
şampiyonluğu onurunu yaşayan Holyfield, Tyson yerine Douglas ile
karşılaşmak durumunda kalır.
Tyson amatörde yenildiği Henry Tillman'ı yenerek kaldığı yerden yoluna
devam eder. Ortalarda bir söylenti vardır. Mike Tyson ve Evander
Holyfield ne olursa olsun karşılaşacaktır. 1991 temmuzunda çok kötü bir
hadise yaşanır. Amerika Birleşik Devletler'nin güzellik kraliçesi
seçilen Desiree Washington isimli bir kadına indianapolis'te bir otelin
odasında tecavüz ettiği suçlamasıyla gözaltına alınır. Yargı 10 şubat
1992 yılında Tyson'ı suçlu ilan eder. Tyson 6 yıllık bir hapis cezasına
çarptırılarak mahkum giysileri ile tanışır. Cezasının 3. yılında 1995
yılının mart ayı Tyson'ın özgürlüğe geri gelmesini sağlar. Tyson aynı
yıl boks'a geri döner ve kısa bir süre sonra 1996 yılında Wbc Dünya
şampiyonluğu için daha önce karşılaşıp nakavt'la yendiği Frank Bruno
karşısına çıkar. Sonuç Tyson için yine nakavt'lı bir galibiyeti işaret
eder. Sıradaki rakip Tyson'ı sürekli aşağılayan ve Tyson'ın
yumruklarının çok güçlü olmadığını iddaa eden Bruce Seldon'dur. Tyson'ın
Seldon tarafından güçsüz olarak görülen yumrukları Seldon'ı henüz ilk
raunt'ta Seldon'u nakavt eder.Tyson aynı zamanda Wba şampiyonluğunuda
kazanmış olur.
Yıllar öncesinden planlanan fakat gerek Douglas gerekse Tyson'ın hapis
hayatını yaşamak zorunda kalışından dolayı bir türlü gerçekleşemeyen
Mike Tyson vs Evander Holyfield karşılaşması nihayet kararlaştırılır. 09
11 1996 yılında beklenen büyük kapışma gerçekleşir. Mike Tyson
otoritelerce müsabakanın favorisi görülür. Karşılaşmanın daha ilk
rauntlarında Tyson müsabakanın hakemi olan Mitch Halpern'e sık sık
Holyfield'in kendisine kafa attığını işaret ediyor fakat hakem böyle
birşey olmadığını söyleyerek karşılaşmayı devam ettiriyordu. izleyenler
11. raunt'ta hakemin araya girmesiyle Holyfield'in teknik nakavt'lı
galibiyetini görürler. Müsabaka sonrası Tyson cephesi gerek Holyfield'in
kafa atmaları gerekse hakemin müsabakayı erkenden bitirdiği
düşüncesiyle açıklamalarda bulunurlar.
Tyson ve ekibinin sıksık bu açıklamalarına devam edişi yeni bir
karşılaşmanın tetikleyicisi olur. Beklenen birkez daha gerçekleşiyor ve
Mike Tyson vs Evander Holyfield 2. karşılaşma 28 06 1997 tarihinde
gerçekleştirilir. Karşılaşmanın hasılatı 100 milyon dolardır. Mike Tyson
30 Evander Holyfield ise 35 milyon dolar alır. Müsabaka The Sound And
The Fury ile adlandırılır. Müsabaka 3 raunt'ta ilginç bir hale gelir.
Holyfield kulağını işaret eder ve kulağından bir parçanın olmadığı
görülür! Yinede müsabaka kaldığı yerden devam eder fakat aynı olayların
devam edişi gerçekleri ortaya çıkarır. Mike Tyson boks tarihinde
görülmemiş bir olaya imza atarak Holyfield'in kulağını ısırdığı ortaya
çıkar.
Tyson diskalifiye edilir. Nevada eyaletinde ringe çıkması yasaklanır ve
3. milyon dolar cezaya çarptırılır. Katherine Dunn isimli gazeteci ise
olayların gelişimini gazetesinde seri haber olarak yayınlar. Tyson
tehlikeli maddeler kullanmaktan dolayı 1999 tarihinde tarihinde tekrar
hapis hayatı yaşar ve 8 aylık bir süre sonunda tahliye edilir. Tyson
ringde eskisi kadar tehlikeli gözükmesede nakavt'lı galibiyetleri devam
ederek tüm zamanların en önemli karşılaşmalarından biri kabul edilen
Lennox lewis karşılaşmasına kadar maçlarını kayıpsız geçer. Mike Tyson
vs Lennox Lewis karşılaşmasını kesinleşmesinden sonra Tyson Lewis için
çok enteresan söylemlerde bulunur. 08 06 2002 tarihinde beklenen gün
gelir. Tyson karşılaşmaya çok hızlı başlar ve ilk rauntta Lewis'i
sendeletmeyi başarsada Lewis 2. raunt'tan itibaren kontrolü eline
geçirir ve kondüsyon sorunu yaşamaya başlayan Tyson'ın önce kaşını açar
ve 8. raunt'ta Tyson'ı nakavt'la geçer.
Tyson müsabaka sonrası karşılaşmanın öncesinde yapmış olduğu tüm
hareketleri bir kenara bırakıp Lewis'in terini silerek önemli bir adım
atar. Ağustos 2003'te iflas ettiğini açılar. Çok ciddi parasal
sorunları olduğunu belirten Tyson ringlerden bu yüzden kopmak
istemediğini açıklar. Mike Tyson için 2003 yılında Ring Magazine dergisi
tarafından bir ödül vardır. Tyson büyük efsanelerden kabul edilen Sonny
Liston'un hemen arkasından tüm zamanların en sert yumruğu kabul edilir.
Tyson, Danny Williams ve Kevin McBride karşılaşmalarından nakavt'lı
mağlubiyetler alarak aktif boks yaşamına veda eder. Tyson borçlarını
kapatmak için Corey Sanders isimli ( Kariyerinde Oleg Maskaev'i
nakavt'la mağlup etmiştir ) boksörle Dünya turuna çıksada beklediği
ilgiyi tam anlamıyla görmez.
Mike Tyson Cannes film festivalinde James Toback imzalı belgeseliyle yer
alarak çok büyük ilgi görür. Festivalde sözleri çok enteresandır. "
Başarısız oldum fakat devamlı üstüme gelindi. Erken yaşta çok büyük
paralar kazandığımı söylemiştim. Bunların sorumlusu sadece benmiyim? )
Mike Tyson Muhammed Ali ile birlikte bu sporu sevdiren en önemli 2
değerden biri olarak hala aramızda bizimle birlikte.
Mike Tyson: won 50 (KO 44) + lost 6 (KO 5) + drawn 0 = 58 KO% 75.86
Not: Yine yıllar önce, 2008 yılları uzun bir araştırma neticesinde yazıya döktüğüm bir araştırmaydı. Bu araştırma yazım FightClub sitesinden Conan arkadaşıma armağan edilmiştir. Kendisine buradan selamlarımı gönderiyorum.
Özgünhan kardeşim, ismimi inanır mısın şu anda farkettim. Yoksa çok daha önce yazardım. Lütfen fightclub sitesine geri dön. Seni tekrar aramızda görmek isteriz. Conan The Barbarian :)
YanıtlaSil